Günün anlamı adına bir basın açıklaması yapan kadınlar, şiddete karşı seslerini yükselttiler. Çeşme'de gerçekleştirilen basın açıklamasında !Kadına Yönelik Şiddete Son! Eşit ve Özgür Bir Yaşam Mümkün!' mesajı verdiler.

Çeşme'de faaliyet gösteren STK temsilcileri yaptıkları açıklamada şu görüşe yer verdiler;
"Bizler, Çeşme’de bir araya gelen Sivil Toplum kuruluşları, demokratik kitle örgütleri ve sendikalar olarak bugün bir kez daha haykırıyoruz:
'Kadına yönelik şiddet politiktir!'
25 Kasım, dünyanın dört bir yanında olduğu gibi ülkemizde de erkek egemenliğine, sömürüye ve şiddete karşı direnişin simgesidir. Bu ülkede her gün kadınlar öldürülüyor, yaşam hakları gasp ediliyor, emekleri yok sayılıyor.
Ama biz susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz!
Kadının yaşam hakkını, eşitliğini, özgürlüğünü ve kamusal güvencelerini savunuyoruz.
Çünkü biliyoruz ki:
- Kadınların özgürleşmesi laik ve bilimsel bir eğitim sistemiyle,
- Şiddetten korunması etkin sosyal politikalarla,
- Hayata eşit katılımı kamusal hizmetlerle mümkündür.
Ve tüm bunlar ancak Cumhuriyetimizin kuruluş değerleri ile mümkündür.
25 Kasım’da ve her gün, bu eşitsiz düzeni kabul etmiyoruz.
-Kadınları uzaklaştırma kararlarına rağmen, elektronik kelepçeye rağmen korumayanlar;
-Faillerin silahlara bu denli rahat ulaşacağı çete düzenini besleyenler;
-Faillere iyi hal indirimleri ile cesaret verenler;
-Faillerin ağızlarına doladıkları namusu öldürme sebebi görebilenler;
-Aileyi kutsayıp boşanmak isteyen kadınları korumasız bırakanlar;
-Kadınlara gidecek bir yer, çalacak bir kapı bırakmayıp çaresiz hissettirenler;
-Kadınları aşiretlerin kölesi haline getirenler;
-Kayıpları, şüpheli ölümleri aydınlatmayıp faillere cesaret verenler;
-Kadınların yaşam tarzlarıyla, kıyafetleriyle yargılanmasına zemin hazırlayanlar;
-Çocuk ve yaşlı bakımını kadının üzerine yıkıp onu eve kapatıp sonra da kadının yeri evidir diyenler;
-Kadınları çalışırken ucuz emek görenler, sendikalı olmalarına tahammül edemeyip kapının önüne koyanlar;
-Eğitimi gericileştirip kız çocuklarının okumasına engel olanlar;
-Kadınlar her gün öldürülürken zinanın cezası ölümdür diyerek ferman açıklayanlar, o fermancıları bünyesinde barındıranlar;
-Tarikatçıları panellere çağıran üniversiteler;
-Üniversitede kadın cinayetleri işlenmesine rağmen kılını kıpırdatmayan rektörler;
-Laikliğin üzerinde tepinip bu çürümüş düzeni yaratanlar;
-Televizyon yayınlarıyla şiddeti, cinayeti meşrulaştıran, kadınlar öldürülmeli diyenleri ekranlara çıkaranlar
-Tüm bunların olmasına zerre aldırış etmeyip bu kan ve şiddet denizinin ortasında her geçen gün ceplerini dolduranlar, yedikçe yiyenler ama asla doymayanlar...
Tüm bu saydiklarimizi kabul etmiyoruz ve biz bunu değiştireceğiz.
Kadınlar için şiddetsiz, eşit, özgür bir yaşam mümkündür ve bunun yolu laiklikten, kamuculuktan, halk egemenliğinden, dayanışmadan ve cumhuriyetin kuruluş ilkelerine sahip çıkmaktan geçmektedir.
Biz kadınlar, umudu da, mücadeleyi de büyütüyoruz.
Bu ülkenin yarısını oluşturan bizler, bir kişi daha eksilmemek için, hayatlarımızı savunmak için buradayız.
Birlikte başaracağız!"
Gerçekleştirilen basın açıklamasına
PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEĞİ
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ
ÇEŞME HALK TEMSİLCİLERİ MECLİSİ
DEV-EMEKLI SEN
DOĞU-DER
ILICA KÜLTÜR SANAT DERNEĞİ
İZMİR YEREL TOHUM DERNEĞİ
ROMDER
TÜRK ANNELER DERNEĞİ katıldı.