Kitapları yabancı dile (32 dil) en çok çevrilen yazarlarımızdandır.

“Kadim Dostu’’ Müjdat Gezen’e göre; “20. yüzyılın Nasreddin Hocası’’dır! 

Çocukları çok severdi, onlar için;

“Çocuklarıma/ Diyelim ıslık çalacaksın ıslık/

Sen ıslık çalınca/ Ne ıslık çalıyor diye şaşacak herkes/

Kimse çalmamalı senin gibi güzel’’i yazmıştır…

Öykücülük, ilk göz ağrısıdır! 

Mesleğe başladığı yıllarda ülkenin en genç yazarıdır. 

Kıvrak zekasını sade/ yaşayan Türkçe ile harmanlamış,

“toplumcu özle”de yoğurmuştur. 

Ömrü boyunca direnmiştir!

Kendi ifadesidir: “Dünya görüşümden ödün vermedim. 50 yıl önce,

30 yıl önce yazdıklarıma bugün imzamı atabilirim!’’

Samimiyetidir şu tümcesi de: “Gülmeceye yönelmeseydim, sanırım

ortalama bir gazeteci olacaktım.” 

Sürekli “mizah’’ yerine“gülmece’’ yi kullanır…

“Veritas odium parit’’; Latince “Açık söz (lülük) kin doğurur’’anlamındadır! 

O da hep açık konuşmuş, doğruları anlatmış ama dokuz köyden değil bol dokuzlu köylerden kovulmuştur (!)

***

Masallarını, yazarlık yaşamının ikinci aşaması saymıştır. 2000’den fazla öykü yazmıştır, bir dünya rekorudur!

“Boyu kadar kitap yazan yazar’’ boşuna denmemiştir üstada.

Yaşamını yitirinceye kadar geçimini kalemiyle sağlamıştır. 

“Okuyan insan güzel oluyor. Çirkin bir insan kitap okuyunca güzelleşiyor, yüzünün şekli değişiyor” aforizma değil bizzat onundur. 

Yatılı okullarda büyüdüğünü unutmamış, Nesin Vakfı’nı kurmuştur. Demokratikleşme, insan hakları,

düşünce ve ifade özgürlüğü savaşçısıdır. Darbelere, cuntalara kafa tutmuştur!

***

“En güzel şiir, matematiktir. Yeryüzünde şimdiye kadar ‘iki kere iki dört eder’den daha güzel bir dize yazılmamıştır sanırım.’’, “Ne zekası? Bu milletin yüzde doksan biri 82 Anayasası’na evet demiştir. Geriye kalıyor yüzde dokuz. Hadi biraz iyimser olalım, ama yüzde altmışı aptal bir milletiz.’’,

“Bırak olmasın mezar taşımız, bir okul bahçesine gömsünler bizi çocuklar koşsun üzerimizde” en popüler ifadeleri arasında ilk sıralardadır.

Aralarında birçok yazar ve sanatçının bulunduğu, 37 kişinin öldürüldüğü Madımak Katliamı’ndan kurtuluşunun iki yıl sonra Çeşme’deki imza günü sonrası aramızdan ayrıldı.

Vasiyeti yerine gelmiş, Çatalca’daki vakfın bahçesine gömülmüştür; mezar taşsız!..

***

Yazıda soyadının öyküsü de olmalı; değil mi?

Buyrun;

 “1934'te soyadı kanunu çıktı. 

Herkes kendisine soyadını kendisi seçtiği için, insanların bütün gizli aşağılık duyguları ortaya çıktı. 

Dünyanın en cimrileri 

‘Eli açık’, 

dünyanın en korkakları ‘Yürekli’, 

dünyanın en tembelleri ‘Çalışkan’ gibi soyadları aldılar. 

Her türlü yağmada hep sona kaldığım için, güzel soyadı yağmasında da sona kaldım. 

Bana, ortada böbürlenebileceğim bir soyadı kalmadığından, kendime ‘Nesin’ soyadını aldım. 

Herkes ‘Nesin’ diye çağırdıkça ne olduğumu düşünüp kendime geleyim istedim.”

***

Aziz Nesin bugün 103 yaşında!

Ömrüne sığmayan adamdır o.!

İyi ki, bu topraklardan geçti bizi bize anlattı!..

#AzizNesin