Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor








Can Yücel Kültür Sanat Festivali'nin  teması göç.
Can Yücel Kültür Sanat Festivali'nin teması göç.
Işıl Yücesoy yeni oyunu ile İzmir'de
Işıl Yücesoy yeni oyunu ile İzmir'de
Moskova'da Nazım Hikmet etkinliği yapılacak
Moskova'da Nazım Hikmet etkinliği yapılacak
Meclis Üyesi Sefer Topçu aday adaylığını açıkladı
Meclis Üyesi Sefer Topçu aday adaylığını açıkladı
2024 yılı pasaport ücretleri belli oldu!
2024 yılı pasaport ücretleri belli oldu!

Ömer Önal

YAŞANMIŞ GERÇEK HİKAYELER
14 Şubat 2019 Perşembe

Sabah kahvaltımızda süt, yoğurt, yumurta ve çorba olurdu. Gel zaman git zaman derken okula başladım. Hiç unutmam okula başladığımın ilk günü. Alfabeyle kışı bitirirken aylar birbirini kovalamış. Baharı müjdeleyen sarıpapatyalar ve dağ çiçekleri başkaldırıp çıkıvermiş toprağın altından.


            Okulda sınıf arkadaşlarımızla hafta sonu için sarı keçimizi ve barca tekemizi gezdirip

 Otlatacağız diye buluşma programları yapardık. Sözleştiğimiz gibi hafta sonu elektirik santrali önünde toplanırdık. Yılmaz Kirman, Ahmet Varhan, Hulusi Baysal, Mehmet Ali Şahin, biz kendisini Lakabıyla (Lalo) çağırırdık. Tam ekip olup doğru hurmalık ovasının yollarında yeni çıkmış çimenlerin üstünde hem oturur hem de oyunlarımızı oynardık.

 

            Çimenlerin üstünde lastik ayakkabılarımızla kayarken diğer tarafta dere kenarlarındaki derelerden kurbağa sesleri gelirdi. Yaykın, yakın olduğundan denizin iyot kokusu ciğerlerimize kadar işlerdi. Yavaş yavaş Yaykın’a kadar gitmiş olurduk.

 

            Yaykın da dere yataklarından sular çekilince toprakta çıkmış deniz koruğu (Deniz börülcesi) toplar annemiz akşam olunca onları kaynatır bol limonlu olarak salatasını yerdik. İlkbahar güneşinin etkisiyle yağmurun çok yağmasında çamurlaşan ve sonra hafifçe kuruyan yarı nemli yumuşak toprağın üzerinde kayması çok eğlenceli olurdu. Ama bir de bakardık ki ya dizimiz yaralanmış kanar ya da giysilerimiz yemyeşil olurdu.

 
            Peşinden haydi bakalım, kırmızı lale, nergis, ve sümbül toplayalım derdik ve koşardık kırlara İlkbaharda güneşin çıkmasıyla baş kaldırmış olan çiçekleri annemin verdiği bağ testeresiyle söker toplardık.

 

            Yine o arada karşımıza çıkan ebe gömeci otunu da sökerdik şöyle toprağın uçtuğu yarı açık yerlerden. Onların içindeki özü yerdik. Nerede şimdiki gibi muz, ananas, avokado, ayva, nar vb...
Ardından Binnaz Abla’nın bahçe kıyısından kurumuş bir karaçalı dalını çeker başlardık dallarına çiçekleri takmaya.

            Çaldığımız her kapı açılırdı ve yumurta veya bulgur isterdik. Verilenleri heybemize koyardık. O günü akşam ettikten sonra hâsılatı alır koşardık Nurettin Amca’nın dükkâna… Atatürk’ün kaşları gibi kaşları vardı rahmetli Nurettin Amca’nın. Şöyle bir çatardı kaşlarını bulguru alırdı elimizden, sonra yumurtaları ışığa tutarak tek tek kontrol ederdi bozulmuş mu, bozulmamış mı diye… Sanki papatya falına bakardı mübarek, seviyor sevmiyor dercesine… Verdiğimiz bulgur ve yumurta karşılığında kırık leblebi ve kuru üzüm alır grup halinde yerdik.

            Küçücük dünyamızdaki, kocaman evciliklerimizin şimdi hayali ile yaşıyoruz. Şimdiki çocuklara baktığım da ne kadar şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Oynadığımız oyunlarımız hep doğal ve serbestçeydi.

Oysa şimdi küçücük parklarda plastik ve metal oyuncaklar, arabalar, bebekler, hamurlar, hiç benzer mi ki benim köyüm Alaçatı’nın o güzelim oyunlarına ve mis kokulu çayır çimen ve topraklarına…

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YAZARLAR
Nüvit Tokdemir
Nüvit Tokdemir
Papi Mehmet
Atilla Köprülüoğlu
Atilla Köprülüoğlu
"HER İLETİŞİMCİ BİRAZ FİLOZOF OLMAK ZORUNDADIR"
İbrahim Aktaş
İbrahim Aktaş
Sıcak ya da soğuk
Okan Yüksel
Okan Yüksel
NİCE NİCE YILLARA BALIKÇI
Dr.Ahmet Güler
Dr.Ahmet Güler
Lal Denizli Çeşme Belediye başkanlığını devir aldı.
Sedat Kaya
Sedat Kaya
SICAK VE ŞEFKATLİ BİR EL TÜRKİYE HARİTASINI OKŞADI..."
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri