Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor








Arkas Piri Reis kapılarını açıyor!
Arkas Piri Reis kapılarını açıyor!
Atatürk Sergisi İstanbul'da.
Atatürk Sergisi İstanbul'da.
Papa Francis hayatını kaybetti
Papa Francis hayatını kaybetti
Türk şirkete ait gemide 560 milyon dolarlık kokain
Türk şirkete ait gemide 560 milyon dolarlık kokain
Sırrı Süreyya Önder kalp krizi geçirdi
Sırrı Süreyya Önder kalp krizi geçirdi

Atilla Köprülüoğlu

STELYANOS HRİSOPULOS GEMİSİ
1 Temmuz 2020 Çarşamba

Sait Faik, Cumhuriyet döneminin edebiyat yıldızlarındandır.

"Çehov Tarzı Öykücü" olarak ünlenmiştir.

"Şairane" tutumludur o.

Kelimelerinin çağrışım gücü, tartışılmazdır!

Yalın duru Türkçe'yle yazdığı öyküleri popülerdir.

Şehr-i İstanbul’u anlatır, sokaktan söz eder. 

Deniz, kıyıları, balıkçılar, onlarla dostluğu,  Burgazada, martılar, garip gureba; olmazsa olmazıdır.

"Yonttuğu" kaleminde en büyük tutkusu deniz vardır, hep; balıkçılar, balıklar, her satırı iyot, yosun kokar öykülerinin, şiirlerinin...

Haldun Taner'e göre 

Sait Faik, "Burgaz çalılıklarından çekti bir kızılcık dalı kopardı, kalem gibi yonttu, ucunu yaşama batırdı ve yazmaya koyuldu."

Dün gece 1936'da

ilk yayımladığı kitabı;  Semaver’de

(Varlık Yayınları)

yer verdiği "Stelyanos Hrisopulos Gemisi" başlıklı öyküsünü okudum.

Özetiyle paylaşmak isterim.

 

****

Sait Faik, 

beraber yaşayan iki Rum; on iki yaşındaki Trifon ile balıkçı dedesi Stelyanos Hrisopulos’u anlatır bizlere öyküde.

Yoksul bir yaşamdır onlarınki.

Burgazada'da geçer.

Yetim Trifon, denize müthiş tutkundur.

Dedesine de hayrandır.

Her akşam dedenin anlattığı deniz hikayelerini, 

hatıralarını dinledikten sonra uyur. 

 

****

Hep büyüyüp o merak ettiği denizlere açılacağı günleri hâyâl eder Trifon.

Gemi yapmayı da pek sever.

Küçük küçük oyuncak gemiler, hobisidir.

Onların kaptanı olacağını, açılacağı okyanusları düşler hep.

Çok ama çok denizleri merak eder;

“Onun bir gemisi olsaydı, kocaman bir gemisi olsaydi.

Hiçbir şehirde üç saatten fazla kalmadan, büyük şehirlerin gece ışıklarını, dört mil mesafeden son hızla geçip giderken seyretmek…

Hiçbir şehirde beş saat kalmadan şehirden şehire, denizlerden denizlere, insanlardan insanlara, yurtlardan yurtlara gidebilseydi…”

 

****

 

Bir metrelik bir gemi yapmaya koyuldu birgün Trifon.

Adını da koydu başlarken;

"Stelyanos Hrisopulos Gemisi" 

Aslında gemi, onu hâyâlindeki  denizlerde dolaştıracaktır, o da kaptanı olacaktır!

Bu gemi Trifon için "Mavi gözlü bir kızdı.

En tuhafı bu mavi gözlü kızı Trifon kendisi yaratmıştı. Bu mavi gözlü kız da Trifon’u seviyordu."

Günlerce, haftalarca uğraştı. 

Boyu kadar beyaz renkli, üç filikalı, yelkenli gemiyi bitirdi sonunda Trifon.

Suya indirdiğinde dünyalar onundu artık.. 

Her gün onunla oynuyordu denizde.

 

****

"İçinde dalgalar, fırtınalar,sakin denizler, acayip balıklar, bambaşka, bize benzemeyen,bize benzeyen insanlar dolu, bir insanın tahayyüllerinin, hatıralarının gemisiydi.”

Trifon'un gemisi...

 

****

Yine böyle bir gün..

Kıyıda ipe bağladığı gemisini yüzdürüyordu nazlı nazlı.

Bir yandan da böyle bir gemiyle denizlere açılacağı günleri düşünüyordu ileride.

Ümitlerinin, hayallerinin "rotasıydı" o gemi!..

 

****

Adadaki çocuklar onu kıskançlıkla izlerdi hep.

Oysa hepsinin de mağazalardan alınmış oyuncak gemileri vardı.

16 çocuk...

Bir plân yaptılar.

O gemi yok edilecekti!

Hemen harekete geçtiler. 

Ceplerindeki ve ellerindeki taşlarla gemiye saldırdılar bir sabah!

Trifon şaşkındı, ip suda elinden kaydı gitti.

"Stelyanos Hrisopulos Gemisi" atılan taşlarla batırıldı!..

Düşleri, masum hâyâlleri paramparçaydı

Trifon'un!..

 

****

 

Sait Faik, bu öyküde sevgi umut içeren  anlatımıyla

düşlerle harmanlanmış mini mini mutlulukları aktarmıştı.

Yoksulluğu...

Yalnızlığı...

Herşeye karşın yaşam tutkusunu...

Denizi...

Kıskançlığı...

Kötülüğü...

 

****

Orhan Kemâl çok güzel söylemiştir: 

“Kederli, mahzun, acılı olmak için sebepler mevcuttur, fakat ümitsiz olmak için tek bir sebep mevcut değildir.

Daha acı, daha mahzun ol, fakat sevincin ve ümidin pırıl pırıl parlasın.”

"Küçük şeyleri unutamayanlar, en geri hatıraları da unutamayanlardır. Hafızalarının bu bahtsız kuvveti karşısında hiçbir memleket, hiçbir vatan tutamadan her yeri, her şeyi severek öleceklerdir." diyen

Sait Faik de ''Stelyanos Hrisopulos Gemisi’'yle

umut, direnç, inancı büyütmüştür...

İnsan sevgisi, doğa sevgisi ile doludur Sait Faik!..

Öyle olmasa yazar mıydı hiç;
"Yalnızlık dünyayı doldurmuş. 
Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. 
Burda her şey bir insanı sevmekle bitiyor..."

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YAZARLAR
Atilla Köprülüoğlu
Atilla Köprülüoğlu
TİYATRODAN ALANLARA TAŞAN MARŞ; “1 MAYIS”
Sedat Kaya
Sedat Kaya
İKİ ÇÜRÜMÜŞ LİMON
İbrahim Aktaş
İbrahim Aktaş
DOKUNMA, YANARSIN!
Nüvit Tokdemir
Nüvit Tokdemir
Altay'ın gidişi...
İbrahim Aktaş
İbrahim Aktaş
K O R K U Y O R L A R
Levent Donduran
Levent Donduran
İhtiyar gözyaşları…
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri