Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor








PKK 'fesih' kararını duyurdu
PKK 'fesih' kararını duyurdu
Sırrı Süreyya Önder hayatını kaybetti
Sırrı Süreyya Önder hayatını kaybetti
Arkas Piri Reis kapılarını açıyor!
Arkas Piri Reis kapılarını açıyor!
Atatürk Sergisi İstanbul'da.
Atatürk Sergisi İstanbul'da.
Papa Francis hayatını kaybetti
Papa Francis hayatını kaybetti

Atilla Köprülüoğlu

SİYASETTE FARKLI BİR PORTRE; ERDAL İNÖNÜ
31 Ekim 2018 Çarşamba

Yakın dostlarından 
Prof. Dr. Emre Kongar şöyle tanımlar 11 yıl önce bugün yitirdiğimiz Erdal İnönü’yü: 
“Uygardı, zekiydi, sakindi, espriliydi. 
Derin bir kültürü vardı; sadece bilim alanını değil, felsefe, sanat ve edebiyat konularını da çok iyi bilirdi...
İyi bir eş, iyi bir arkadaştı. 
Değerli ve onu tamamlayan eşi Sevinç İnönü ile birlikte, sohbetlerinin, dostluklarının tadına doyum olmazdı.
Ve en önemlisi, 1990’ların başında, başta Kürt sorunu için olmak üzere, önerdiği çözümler bugüne hâlâ ışık tutuyor!
Erdal İnönü gerçekten müstesna bir insandı. 
Bu “istisnai” özelliğiyle siyasete de büyük katkıları olmuştu.
2007’de aramızdan ayrılmasaydı, daha da olacaktı hiç kuşkusuz.’’

Türkiye’nin 'İkinci Adam'ı, CHP’nin İkinci Genel Başkanı İsmet İnönü’nün devletin mekteplerinde okumuş 'fizik profesörü’ oğluydu Erdal İnönü!
Fizik alanındaki yapıtları yanında, anılarını da yazmıştı. 
Yapıtları tarihe, topluma, bilime ve siyasete bakışını yansıtır.

ÖNCELİĞİ BİLİM İNSANLIĞI

Ankara Üniversitesi 
Fen Fakültesi'nden mezundur Erdal Bey.
ABD’de, Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nde (Caltech) yüksek lisans ve doktora yapmış, dönüşünde asistan olarak Ankara Üniversitesi'nde akademisyenliğe başlamıştır. 
1957-1960 yılları arasında ABD’de “Atom Enerjisinden Yararlanma” programı içinde çeşitli üniversitelerde araştırmalar yapmıştır. 
1964-1974 yılları arasında ODTÜ'de profesördü. 
Bu üniversitede rektörlük de yaptıktan sonra 1974'te Boğaziçi Üniversitesi'ne geçti. 
1983'te SODEP'in kurucu genel başkanı olarak siyasete atılıncaya dek bu üniversitede görev yaptı. ODTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi'nde bölüm başkanlığı, fen edebiyat fakültesi dekanlığı, üniversite rektörlüğü gibi görevlerde bulundu.
Erdal İnönü, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu'nun (TÜBİTAK) kuruluşuna katkı da koydu ve TÜBİTAK Temel Araştırmalar Enstitüsü'nde kurucu müdürlük görevini de yürüttü. 
Aynı zamanda NATO Fen Komitesi’nde çalıştı ve UNESCO Yürütme Kurulu’nda görev aldı. 2004’te Fizik alanında Nobel’den sonra en önemli ödül olarak kabul edilen Wigner Madalyası'nın da sahibi...

UNUTULMAZ SLOGAN

“Sizi limon gibi sıkacaklar.”
Unutulmaz bir seçim kampanyasının unutulmaz sloganıdır. 
Gazeteci Zihni Erdem’e göre; bu sloganla İnönü, sosyal demokrat hareketi halka yaklaştırmıştır.
Erdal İnönü, siyasetin derin/kalıcı izler bırakan en mütevazı yıldızıydı. İkinci Adam'ın; İsmet İnönü'nün oğlu olmasına rağmen politikaya/politika yapmaya son derece soğuktu. 
1980 darbesinden sonra partileri kapatılan, liderleri yasaklanan solda lider/parti arayışları sırasında ismi, Karadenizli işadamı İbrahim Cevahir'in de olduğu bir grup tarafından gündeme getirilmiştir. Grup, İnönü'yü iknayı başarmıştır.
İnönü yanına gelenlere, 
"Siz bana Erdal İnönü olduğum için mi yoksa İsmet Paşa'nın oğlu olduğum için mi geldiniz... 
Anladığım kadarıyla İnönü ailesinden biri olsun istiyorsunuz. 
Benim kardeşimin bir oğlu var. 
Adı da İsmet İnönü tam size göre biri" demiştir. 
Teklifi getirenler bu öneriye çok gülmüsler ama sonunda İnönü'yü de ikna etmişlerdir.
Üniversiteden ayrılarak 1983’te siyasete atılmıştır Erdal Bey.
Sosyal Demokrasi Partisi'nin (SODEP) kurucu Genel Başkanı oldu ama faşist yönetimden seçimlerde veto yedi. 
SODEP’in o günlerdeki seçim boykotu akıllardadır.
İnönü, 1986 ara seçiminde yasaklı Bülent Ecevit'in karşısına Rahşan Ecevit'i aday çıkardığı seçimlerde İzmir Milletvekili seçildi. 
Karşısında Özal iktidarının adayı ise seçilmesi için çok büyük paralar harcanan/harcayan Atilla Yurtçu’ydu. 
1987-1991 genel seçimlerinde yeniden aynı kentte Meclis'e girdi. Aydın Güven Gürkan ve Erdal İnönü, birlikte hareket edip SODEP ile Halkçı Parti'nin birleşmesini sağladı. 
İnönü, bu birleşme sonucunda kurulan SHP'nin ilk genel başkanı seçildi. 
Parti içinde kendisine karşı muhalefet eden Deniz Baykal’a ile üç kez kurultay yenilgisi tattırdı. 
SHP, 1989'daki yerel seçimlerden birinci parti çıktı, ANAP'a hüsran yaşattı.
1991’de koalisyonda Basbakan Süleyman Demirel'in yardımcısıydı. Bir ara liderlikten ayrıldı. 
SHP-CHP birleşmesinde bu kez Çiller'li 1995 koalisyonunda Dışişleri Bakanı’ydı. 
Baykal koalisyonu bozunca, siyasete noktayı koydu.

İNCE İNCE İNÖNÜ’CE…

Bu bölümde Erdal İnönü’lü anılara yer verelim. 
Lafı uzatmadan buyurun “İnce İnce İnönü’ce’’ye...
“Bir zamanlar bu dizelerin yazarının da oturduğu Çamdibi’nin ünlü Yıldırım Beyazıt Caddesi’nde, trompet, davul, klarnet, trampetlerin yer aldığı Çamdibi Göçmen Müzik Grubu, Erdal İnönü ve partilileri karşılamıştı. 
Önde bando takımı, arkada partililer... 
Erdal İnönü de önüne gelen herkesin elini sıkıyordu, kendisine sarılmak isteyenlere de izin veriyordu. 
O sıcak havada adım adım iki cadde gezildi, esnaf, pencerelerden seslenen kadınlar selamlandı. 
Ahali, Erdal İnönü’yü bağrına bastı.
Sonrasında Çamdibi’nde yayılan bir dedikodu, oyların bu bölgede (aynı şekilde Karşıyaka, Çiğli, Bergama, Urla ve Karaburun’da da) Erdal İnönü’ye verilmesinde etkili oldu. ANAP adayı sanayici (aynı zamanda il başkanıydı da) Atilla Yurtçu, Çamdibi’nde her el sıkışmasının ardından kolonyalı mendille ellerini silmişti.
Erdal İnönü seçimin kazananıydı..’’

YAKA ROZETİMİ SAKLIYORUM

1991 seçimleri erken bir seçimdi..
Erdal İnönü, yine bölgesi İzmir’deydi. Bu dizelerin yazarı da Günaydın Gazetesi muhabiriydi. 
Günaydın, o yıllarda sıkı muhalefet yapan, eğilmeyen, bükülmeyen bir gazeteydi.
Erdal İnönü’nin konakladığı otel İzmir Palas’tı. 
Günümüzün SÖZCÜ yazarı, Günaydın’ın o günlerdeki Genel Yayın Yönetmeni Rahmi Turan, bazı soruların sorulmasını istemişti İnönü’ye. 
Görev benimdi. 
Otelde gayet nazik bir şekilde karşılamış, soruları yanıtlamış, ardından da “Sandıkta Güller Açacak” rozetini yakama takmıştı.
Bu rozet, bugün itina ile sakladığım bir armağandır... 
Saygıyla anıyorum kendisini..

KEMAL ANADOL’DAN BİR ANI

Yılların siyasetçisi, entelektüel birikimiyle yazınımıza harika yapıtlar da kazandıran Kemâl Anadol ile Yenifoça-Kozbeyli’de söyleşiyoruz. Bu anı da Kemâl Abi'den:
“1989 yaz aylarıydı sanıyorum. 
İzmir 4 seçim bölgesiydi. 
Erdal İnönü ile birlikte Bornova, Karşıyaka, bugünkü Bakırçay ilçelerine ilaveten Torbalı ve Kemâlpaşa'nın oluşturduğu 3. bölgenin milletvekiliydik. 
Programda Bergama-Kozak da vardı. Değerli, ihraç edilen fıstık çamlarıyla ünlüdür bölge. 
Kozak’ta bugün de 16 köy yaşamakta, geçimini çam fıstığı ve hayvancılıktan sağlamaktadır. 
Güçlü bir kooperatifi vardır.
Dolayısı ile burada dinleyeceğimiz sorunların tamamı fıstıkla ilgiydi. Mevsim yaz olduğu için bizimle gelen genç gazeteci ve örgütten programa katılan kadınların üstünde doğal olarak yazlık kıyafet vardı. Güzel gazeteci ve kadın-erkek örgüt yöneticileriyle hoş/uygar bir topluluktuk. 
Köy kahvesinde ahaliyi dinliyoruz. Uzunca pazarlamada karşılaştıkları sorunları anlattılar. 
İnönü, dinliyordu. Belki de kafasında fizik problemleri çözüyordu. Konuşmalar bitince İnönü sormaz mı:
“Siz bu fıstıkları nasıl pazarlıyorsunuz?” 
Ben de herkes gibi şaşırmıştım ve canım sıkılmıştı. 
Çevreme baktım ve yanıt ağzımdan aniden çıktı: 
“Telefonla efendim!”
Bir kahkaha tufanı koptu. 
Erdal Bey’in de canının sıkıldığını; bana fırlattığı sert bakışlardan anladım. 
O anı hiç unutamıyorum.’’

ALTI DELİK AYAKKABI

9 EYLÜL Gazetesi
Yazı İşleri Müdürü Serdar ÖztürkSerdar anlatıyor;
"
Ana Sayfa Yazarlar
SEHER
Yazar Serdar Öztürk - 30 Aralık 2017477 0


Seher…
Rahmetli Erdal İnönü SHP Genel Başkanı sıfatı ile İzmir ve ilçelerini geziyordu.
Duraklardan biri Çeşme’ydi.
Tam anımsayamıyorum ama ya belediye başkanının makamında ya da SHP ilçe başkanlığındaydık.
Erdal İnönü prensibi gereği asla ziyaret ettiği yerde makam koltuğuna oturmazdı.
Genellikle makam masasının hemen önünde yer alan, ortasında sehpa bulunan karşılıklı iki koltuktan birine otururdu.
Bayağı yorgundu ve yine o koltuklardan birine oturdu.
İçerisi hınca hınç doluydu ve en çok da gazeteciler zor durumdaydı.
Kalabalığın içerisinde yer bulamayınca tam da Erdal İnönü’nün karşısına gelecek yerde yere oturdum.
Erdal İnönü de ayaklarını uzatmış, dinlendiriyordu.
Bir anda farkettim ki ayakkabıları ile aramda 50 santim ya vardı ya yoktu.
Fotoğraf makinesini yan çevirerek ayaklarından yukarı doğru fotoğraf çekmek aklıma geldi.
Biraz eğilmem gerekiyordu.
Eğildim ve bir kare çektim…
Garantiye almak için bir kare daha çekmek için harekete geçmiştim ki Erdal İnönü’nün sesi duyuldu.
“Çok yürümekten ayakkabılarının altı delindi yazacaksan ne ala, yoksa hiçbir işine yaramaz” dedi.
Kalabalık bildiğin kahkaha attı. 
Politikanın kasvetli havası dağılmış, insanların yüzüne neşe gelmişti."

"ÜLKEMİ KÖTÜLER YÖNETMESİN!"

Bu bölümdeki anılar Usta Gazeteci-Yazar Melih Aşık’ın “Arka Penceresi’’nden..
Erdal Bey’e bir gün, hiç sıcak bakmadığı siyasete yıllar sonra neden girdiğini sorarlar.
Yanıt müthiştir:
- "Ülkemi benden daha kötüleri yönetmesin diye!"

O BENİM İŞTE!

Eşi Sevinç Hanım’ın karikatürlerinden oluşan sergisini de açtığı Erdal Bey bir gün, İstanbul'da taksiye binmiş. Şoför:
"Sen ne kadar Erdal İnönü'ye benziyorsun" demiş.
"O, benim" diye cevap vermiş Erdal Bey...
Şaşırmış taksi şoförü...
"Yahu" demiş, "...birisi daha var. Harbiye'nin oralarda dolaşıyor. O da aynı Erdal İnönü".
Bunun üzerine Erdal Bey, espriyi patlatmış:
"O da benim....!"

ANTİDEMOKRATİK OYLAMA!

Erdal Bey fanatik bir sigara düşmanıdır, Parti Meclisi toplantılarında dumanaltı olmaktan fena halde rahatsızdır. 
Bir Parti Meclisi toplantısında ilk sözü:
- "Bundan böyle bu toplantılarımızda sigara içilmeyecek", olunca arka sıralardan bir üye;
- "Bu kararınızı oylamaya sunsak efendim" diye itiraz etmeye kalkışınca cevabı aldı:
- "Antidemokratik kararlarda oylama olmaz!"

PLATONİK AŞK

Sıra; DYP-SHP döneminde Kültür Bakanlığı da yapmış Fikri Sağlar’da:
“SHP Genel Başkanlığı döneminde, o dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz ile görüşecekti. 
O günlerde İnönü, Yılmaz'ı sert biçimde eleştiriyordu. 
Yılmaz, Necatibey Caddesi’ndeki Genel Merkez binamıza geldi. 
SHP ile ANAP genel başkanları baş başa uzun bir görüşme yaptılar. Herkes sert tartışmalar yaşanmasından endişeliydi. Görüşme bitti, sordum. 
İnönü şöyle dedi:
- Çok iyi geçti, Mesut Bey partimize aşık oldu. Ama platonik !’’

HEPİNİZDEN İSTİYORUM

Bu anı da Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanlığı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı da yapmış günümüzün CHP vekili Atila Sertel’den:
“1986 ara seçimlerinde Bülent Ecevit, Erdal İnönü’nün karşısına eşi DSP Genel Başkanı Rahşan Ecevit’i çıkarınca, ANAP Milletvekili Adayı Atilla Yurtçu’nun şansını yükseltmişti. 
Yurtçu seçimi kazansaydı, anamuhalefet SHP’nin Genel Başkanı Erdal İnönü TBMM dışında kalacaktı. 
O nedenle seçimlerin önemi büyüktü. İnönü İzmir’de ayak basmadık yer bırakmadı.
Bergama Kozak yaylasındayız. Yörenin kadınları siyah çarşaflarla örtünürler.
Bu geleneksel bir kıyafettir, siyasi simge değildir. 
Önde Erdal İnönü, peşinde partililer ve gazeteciler hızlı adımlarla köye girdik. İnönü Çeşme başında toplanan kadınların ellerini sıkmak için üzerlerine doğru yürüdü. Kadınlar, erkeklerin hızla üzerlerine doğru geldiğini görünce kaçmaya başladılar. Önde kadınlar arkada İnönü ve bizler. Erdal Bey bağırıyor:
"Kaçmayın yalnızca elinizi sıkacağım!"
Az sonra arabanın üzerinden köy meydanında seçim konuşmasını yapmaya başladı. Seçimlerin önemine değindi. 1983 seçimlerine giremediklerini anlattı. Askeri darbenin izlerinin silinmesi ve demokrasiyi kurum ve kuralları ile yerleştireceklerini anlattı. 
Köyün erkekleri ve çocukları ön tarafta kadınları kara çarşaflar içinde uzakta duruyorlardı. 
Erdal İnönü az önce kovaladığı ancak yetişemediği kadınlara doğru baktı ve seslendi:
"Sevgili kadınlar, hepinizden istiyorum…"
Köyde yalnızca kadınlardan değil, bizlerden de gülme sesleri yükselince Erdal İnönü sözlerine devam etti:
"Tabii ki oylarınızdan söz ediyorum. Hepinizden oylarınızı istiyorum."

ANILAR VE DÜŞÜNCELER…

Üç ciltlik “Anılar ve Düşünceler’’i 1996’da kaleme aldı Erdal İnönü..
Demokrasinin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için hareket etmiş İnönü’nün tüm siyasi yaşamı boyuncaki görüşleri, bugünün CHP'sine ışık tutmalı aslında. 
Bu da bizim düşüncemiz:
“(...)ANAP iktidarı, siyasi yasakların kaldırılmaması maksadıyla başvurduğu halk oylamasını kaybedince, yeni siyasal gelişmelere fırsat vermemek için baskın şeklinde genel seçime gitme kararı aldı. Ayrıca, seçim kampanyasında muhalefete eşit yarışma koşulları getirmeyen bir seçim yasasını da hızla Meclis'ten geçirdi. 
Bu durumda öteki muhalefet partilerinden bu seçime katılmama, seçimi boykot etme çağrıları yükseldi... 
Bense hiç tereddüt etmeden bu görüşün yanlış olduğunu milletvekillerimize söyledim. 
Çünkü bütün sorunların demokratik düzen içinde çözüleceğine ilke olarak inanan bir insana göre demokratik düzende ilerleme ancak seçimlere girerek, seçimlerle güç kazanarak sağlanır. 
Adaletli olmayan seçim yasalarından kurtulmanın yolu, ne kadar zor koşullu olsa da seçimde başarı göstererek yasayı değiştirecek siyasal gücü sağlayacaktır... 
Daha sonra KKTC'de benzer bir durumla karşılaşıldı. 
Muhalafet partileri , iktidar partisinin adaletli olmayan bir seçim yasası hazırladığını ileri sürerek seçimlere girmemeyi düşünüyorlardı. onlara da seçimlere girmelerini öğüt verdim...'' (sf 400)

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YAZARLAR
Sedat Kaya
Sedat Kaya
SUSTUĞUMUZ YERDE BAŞLAR KARANLIK
Atilla Köprülüoğlu
Atilla Köprülüoğlu
TİYATRODAN ALANLARA TAŞAN MARŞ; “1 MAYIS”
İbrahim Aktaş
İbrahim Aktaş
DOKUNMA, YANARSIN!
Nüvit Tokdemir
Nüvit Tokdemir
Altay'ın gidişi...
İbrahim Aktaş
İbrahim Aktaş
K O R K U Y O R L A R
Levent Donduran
Levent Donduran
İhtiyar gözyaşları…
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri