Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor








Son Dakika: Saadettin Saran'ın evinde arama
Son Dakika: Saadettin Saran'ın evinde arama
Şehzadelerde Yeni Başkan Şimşek
Şehzadelerde Yeni Başkan Şimşek
Durbay entübe edildi
Durbay entübe edildi
Şehzadeler Belediye Başkanı yoğun bakımda
Şehzadeler Belediye Başkanı yoğun bakımda
Yazar Gündem, ‘Sıtkının Sırları’ ile Çeşme’de
Yazar Gündem, ‘Sıtkının Sırları’ ile Çeşme’de

Sedat Kaya

SEN MANDELİNA'NIN TADINI YAZABİLİR MİSİN HOMEROS?
22 Aralık 2025 Pazartesi

Bodrum'da Mandalin Festivali başladı.

Sokaklar mandalin koktu.

Kış aylarının en sevdiğim meyvesidir.

Özellikle king mandalin.

Kokusu, aroması bir başka.

Ege ve Akdeniz'in altın meyvesi.

 

Antik çağlar boyunca insanlar altın elmaların peşinden koştu. Ölümsüzlüğü simgeleyen meyveler vardı; korunan, saklanan, uğruna savaşlar verilen. Mandalin o sırada yoktu. Çin’de, saray avlularında, sessiz bahçelerde büyüyordu. İsmini de "Mandarin" olan saray bekçilerinden aldı.

Gösterişli değildi. Sabırlıydı. Beklemeyi biliyordu.

Avrupa mandalini ancak 19. yüzyılda tanıdı. Dünya haritalarının tamamlandığı, bitkilerin kataloglandığı, doğanın artık “keşfedilecek” bir nesneye dönüştüğü çağda… Mandalin, mitolojiye değil, botanik defterlerine girdi. Şiirlerin değil, bahçelerin konusu oldu.

Geç gelmenin bir bedeli vardır.

Ama bir de kazancı.

Mandalin tanrılara değil, insanlara denk geldi.

Kılıçlara değil, sepetlere girdi.

Tapınaklara değil, mutfaklara yakıştı.

 

O yüzden Homeros'un dizelerinde mandalin yoktu.

İlyada’da savaşlar anlatıldı, Odysseia’da yolculuklar, sofralar, şaraplar…

Ama bu meyvenin adı hiç geçmedi

 

Heredot tarIhi yazdı ama madalinin kokusundan bilr haberdar değildi.

 

Aristoteles, bitkileri sınıflandırdı, toprağı, tohumu, mevsimleri düşündü.

Bu meyveyi bilmedi.

 

Büyük İskender, dünyayı fethetti.

Ama Çin’e ulaşmadı.

Bu meyve onun ordularına hiç katılmadı.

 

Roma’da Julius Caesar sofraya 

oturduğunda, limon vardı, turunç vardı.

Bu meyve henüz yola çıkmamıştı.

 

Yüzyıllar sonra Mevlânâ Celaleddin Rûmî,

narla, üzümle, şarapla konuştu.

Bu meyve onun metaforlarına giremedi.

 

Dante Alighieri,cenneti bahçelerle tasvir etti. Ama bu ağacın gölgesi yoktu o bahçelerde.

 

Rönesans’ta Leonardo da Vinci

bitkilerin anatomisini çizdi.

Bu meyve, defterlerine geç kalmıştı.

 

Michelangelo, taşa can verdi.

Ama bu meyvenin kabuğunu hiç soymadı.

 

William Shakespeare, elmayı, üzümü, inciri sahneye taşıdı.

Bu meyve, onun oyunlarında bir replik bile alamadı.

 

Yeni çağ geldi.

İmparatorluklar yıkıldı, yenileri kuruldu.

Napolyon Bonapart,

ordularını Akdeniz’e sürdü.

Bu meyve, muhtemelen onun tabağına hiç konmadı.

 

Johann Wolfgang von Goethe,

hayatının son demlerinde belki adını duydu.

Ama çocukluğunda yoktu.

 

Victor Hugo, gençliğinde bu meyveyi bilmezdi; yaşlılığında belki gördü.

Çünkü Avrupa henüz mandilini tanımamıştı.

 

Destanlar yazılmıştı.

Tanrılar sahneden çekilmişti.

Ve işte tam bu yüzden, bu meyve, tanrıların değil insanların meyvesi oldu.

Efsanelere değil, bahçelere girdi.

Saraylara değil, taş duvarlı avlulara yakıştı.

Soyulurken zaman isteyen, kokusuyla hatırlatan, aceleye gelmeyen bir meyve oldu.

Adını en sona sakladı.

Geç geldi.

Ama yerini buldu.

 

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YAZARLAR
Sedat Kaya
Sedat Kaya
SEN MANDELİNA'NIN TADINI YAZABİLİR MİSİN HOMEROS?
Atilla Köprülüoğlu
Atilla Köprülüoğlu
MÜJDAT GEZEN, SAVAŞ DİNÇEL YÜZÜNDEN EĞRİ MİNAREYİ NASIL DÜZELTTİRDİ?
Nüvit Tokdemir
Nüvit Tokdemir
Bitimsiz Bir Karşıyaka Sevdalısı: ARİF?DÖKEL
Ömer Önal
Ömer Önal
GERMİYAN FESTİVALİ!
İbrahim Aktaş
İbrahim Aktaş
DOKUNMA, YANARSIN!
İbrahim Aktaş
İbrahim Aktaş
K O R K U Y O R L A R
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri