Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor








PKK 'fesih' kararını duyurdu
PKK 'fesih' kararını duyurdu
Sırrı Süreyya Önder hayatını kaybetti
Sırrı Süreyya Önder hayatını kaybetti
Arkas Piri Reis kapılarını açıyor!
Arkas Piri Reis kapılarını açıyor!
Atatürk Sergisi İstanbul'da.
Atatürk Sergisi İstanbul'da.
Papa Francis hayatını kaybetti
Papa Francis hayatını kaybetti

Atilla Köprülüoğlu

ŞAİROĞLU ŞAİR: HÜSEYİN AVNİ DEDE
24 Kasım 2018 Cumartesi

Babası şair Durmuş Dede gibi bugün de İstanbul sokaklarında kendi şiir kitaplarını satar Hüseyin Avni Dede.

Babasınca şiire yönlendirilmiş hatta ilk şiir kitabı “Şairler Üzülmesin” yine babası tarafından kaldırımlarda satılmıştır. 

Durmuş Dede, dostlarıyla

” Şairden de şair doğar.” diyerek oğluyla duyduğu gururu paylaşmıştır hep. 

Bir şiirinde,

” burçin belki unuttu belki hatırlar beni

onun babası zengindi benim babam şair”

diyerek, şair babasını anmıştır Oğul Dede de!

 

***

Bugünkü meskeni, Beyazıt Sahaflar Çarşısı girişindeki çınarın altıdır. 

Şiir onun için ekmek ve su gibidir. 

Onunla açlığını ve susuzluğunu giderir:

“onlar gülsün İstanbul'da

şiiri ekmek yaptım karnı acıkan buyursun”

“açlık kurşun gibi omzuma girdi

şiir ekmek oldu yedim su oldu içtim” dizelerindeki rahat ve yapmacıksız söyleyişle şiire verdiği önemi anlatır.

Hüseyin Avni Dede’nin öyküsü, "biraz münzevi bir hayatın ve yalnızlığın, biraz da yoksulluğun" öyküsüdür.

“şimdiye kadar taşıdığım

en ağır yük

yalnızlığım”

diye boşuna demiyor Dede.

 

***

Niçin şair olduğunu açıklarken şöyle diyor: “Çocuktum. 

Bir akşamüstü içime bir sıkıntı düştü. 

Babam gibi, şiir yazmak geldi içimden. 

Bir şeyler karaladım, içimdeki sıkıntı hafifler gibi oldu ama hiç dinmedi.” 

Hâlâ da dinmişe benzemiyor.

Bir şiirinde ise şair oluşunun nedenini daha sert ve ironik bir dille anlatıyor:

“tanrı gibi taparlar elin üç paralık dürzüsüne

insanı ister istemez şair yaparlar”

 

***

Mehmet Kemal onun kitap kapağındaki fotoğrafını “İsa’ya benzeyen genç adam” olarak tarif eder. 

Sakalı; şiirlerinde "imge "olarak da kullanır. 

Uzun sakallarına şimdilerle aklar üşüşmüştür ama belli ki bu sakalların mazisi çok eskidir. 

Çevresi tepkilidir de o yıllarda bu sakala. Nitekim sakalına gelen tepkiler,

“babam bir başka söyler sakal uzattığıma

el bir başka söyler ama dinlemem maalesef” dizelerine gelip konmuştur.

Yoksulluk ister istemez onun şiirlerinde geniş yer bulur. 

Bazen bir şikâyet bazen bir kabulleniş göze çarpar.

“bu şehri kurşunlamak istiyorum

yüreğimde bıçak yarası var

her tarafım heykel oldu acıdan

cebimde ne ekmek ne de yol parası var”

“benimle birlikte kaderin kollarına dal

isterse açlığım parasızlığım devam etsin

yeter ki sen beni kollarına al”

Yoksulluk asildir ve yardımseverliğin önünde de set değildir onun şiirlerinde.

“bir adam tütünsüz kalsa

karnı acıkmış olsa örneğin

cebimdeki bütün parayı çıkarır

sanki ona borcum varmış gibi verirdim

yol paramı bile çok rahat verirdim

sonra rıhtımdan eve kadar yürürdüm”

Cömertliği bir başka şiirinde de şöyle dizeleştirmiştir:

“ihtimal siz beni tanımıyorsunuz

şair olduğumu da bilmiyorsunuz öyleyse

aç ve susuz kaldığımı da

ilaç paramı dilencilere verip

yol parasıyla ekmek aldığımı da”

Onun şiirinde bazen ekmek alabilmek için Allah’a yalvaran bir adam çıkar karşımıza.

“ekmek alabilmeliyim tanrım ekmek alabilmeliyim

karnım çok zor doysa da

açlık diye bir şey var bu şehirde

gülüşlerimi alıp dudaklarına koysa da.” dizeleri bir iç sızısı gibi gelir oturur okurun yüreğine.

Zar zor bulunan ekmek bile paylaşılır onun şiirinde:

“elbette parasızlığımdan bahsedebilirim size

bakarsınız gökyüzü bir dilim ekmek verir

yarısını kendim yerim

yarısını size veririm”

Sorar hep Dede;:

“şair ekmek satın alır

fırıncı şiir okur mu”

 

***

Şiirlerinin alıntılandığı

Milenyum Yayınları'nın 2017 basımı "Acıya Kurşun Geçmez"den alıntı böyle anlatır Hüseyin Avni Dede'yi.

Yıllardır bir türlü tanışmayı gerçekleştiremediğim Çınaraltı'nın "simge" şairi ile, 37.Uluslararası TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı'nda Nar Sahaf'ta "tesadüfen" karşılaştım.

Ve hemen tanıştık, söyleşiye koyulduk.

İzmir'den geldiğimi, gazeteciliğimi, "şiir dostu" olduğumu öğrenince, öncelikle "Merhaba kalemdaş! Hoşgeldin! 

Okan Yüksel Dostum'a selâmımı mutlaka ilet" dedi.

Gözleri gerçekten  hep sevgiyle bakıyor. 

Herkesin selâmını içtenlikle karşılıyor.

Hâlâ kendi ifadesiyle "yaşama kök saldığı ya da köklerinin birbirine karıştığı çınarın altında 

o muhteşem 

"Hiçbir zaman hepimiz mangal yürek/hepimiz kağıt kalem/yazacağım, yazacağız/yazacağız uzun zaman.’'

dizelerine sadık şekilde "şiir yazmayı" sürdürdüğünü, 

"Boş bir taş varsa bu ülkede üstünde ben varım’ diyen ve bulduğu her boş taşın üstüne çıkıp o güzelim şiirlerini okuyan Attilâ İlhan gibi her ortamda şiir okumaktan keyif aldığını anlattı.

"Bizans Tabut Çivileri adlı şiir kitabının İngilizce’ye çevrildiğini, İngiliz gazetelerinin Londra'ya gittiğinde “Uçuşan Sakallı Türk Şairi geldi” diye başlıklar attığından "gülerek" söz etti.

"Sait Faik, Orhan Veli ve Neyzen Tevfik" gibi yaşamasını sevdiğini, '‘Hem ölüyüm/ Hem diriyim/ Yaşayan dört ölüden biriyim’' adlı bir antoloji hayata geçirmenin "en büyük arzusu" olduğunu da sözlerine ekledi.

Kısa ama oldukça keyifli söyleşiyi "Sevgi alır, şiir yazar; şiir sevgi satarım ben"le bitirdi Fazıl Hüsnü Dağlarca, Behçet Necatigil, Bedros'un öğrencisi!..

 

***

Şiir; sevgi, barış, içtenlik; her şey demek!

Şiirin yürekteki heyecanı, beyinlere akıttığı güzellikler,  çiçekler açtırır yaşamda.

Hep şiirle, sevgiyle kal "Şairoğlu Şair"!

 

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YAZARLAR
Sedat Kaya
Sedat Kaya
SUSTUĞUMUZ YERDE BAŞLAR KARANLIK
Atilla Köprülüoğlu
Atilla Köprülüoğlu
TİYATRODAN ALANLARA TAŞAN MARŞ; “1 MAYIS”
İbrahim Aktaş
İbrahim Aktaş
DOKUNMA, YANARSIN!
Nüvit Tokdemir
Nüvit Tokdemir
Altay'ın gidişi...
İbrahim Aktaş
İbrahim Aktaş
K O R K U Y O R L A R
Levent Donduran
Levent Donduran
İhtiyar gözyaşları…
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri