Özgürlüğün bir yasak meyveye dönüştürüldüğü karanlıklardan çıkıp gelen, değişen dünya, ivme kazanan kadın hareketleri, mücadelesi ve kazanımlarına rağmen, hâlâ hayatta kalma çabası en büyük mücadelesi olan Kadın.

İnsanlığı doğuran, yazgısı sömürülmek, öldürülmek olmasın diye, yüzyıllardır razı olmamak için kaderine, direnen Kadın.

Toprak için, ağaç için, çocuk için, ekmek için, gül için kadın, hep önde Kadın.

İnsanlığın anahtarı kadın, geleceğin mimarı, aydınlığın kaynağı, uygarlığın gelişimindeki hayat ağacı,  geleceği bahara çevirecek tohum kadın.

Yaşama bunca güzellik katmasına rağmen kendi yaşam hakkını korumak için bile mücadele etmek zorunda kalan Kadın.

İçinde yaşadıkları toplumların baskısı altında ezilen, öldürülen kadınların sesini sahiplenerek dünyaya duyurmaya çalışanlar yine kadınlardır.  Varoluş mücadelelerinde en yakınları tarafından bile acımasızca eleştirilmiş, baskılanmış, yalnız bırakılmışlardır.

Farklı coğrafyalarda, farklı dillerde, farklı dinlerde de olsalar, kadınların sorunları da, acıları da, kavgaları da aynı.  Şu koca yeryüzüne sığmayan sığdırılamayan, hayatlarını sürdürebilmek için yüzyıllardır bitmeyen bir mücadele ile tutunmaya çalışırlar yaşama…

Serde şairlik var ya bir şiirde şöyle yazmıştım kadın için.

“asırlar uçuşur saçlarında
avuçlarında dünyanın bereketi
Havva’dan beri
emzirir dünyayı emekleri
kadın canında besler
can bulur umudu
canlanır yarınları
keder dökse de etekleri
insanlığı taşır yüreğinde
insanlığın anası “

Teknoloji sayesinde dünya üzerinde yaşayan tüm kadınların sorunlarının takipçisi olabiliyor, kazanımlarından, başarılarından, acılarından da haberdar olabiliyoruz. Ve görüyoruz ki dünya ne kadar değişse de, cinsiyet eşitliğini sağlayabilmiş bir ülke maalesef yok, hem de Covid19 salgınıyla mücadele verdiğimiz bu zorlu günlerde bütün dünya da en önde çalışanların büyük çoğunluğunu kadınların oluşturmasına rağmen…

Hayatın içinde aktif olarak çalışan, yöneten, sorgulayan, konuşan bu kadınların iş yaşamlarında adalet ve hak arayışlarının temsili noktasında da yetersiz kalınmıştır..

Kadınların başarılarını kutlamak, mücadelelerine destek olmak, saygı duymak yetmez, onların çalışma şartlarını iyileştirmek, cinsiyet ayrımcılığına karşı sanatı ve politikayı kullanarak kadınların bu dünya üzerindeki yaşamlarının güzelleştirmek için daha etkin olunması gereklidir.

Modern dünyada kadının sesi olmuş “Kendine Ait Bir Oda” kitabında  Virginia Woolf bir kadına verilebilecek en güzel öğüdü vermiş ve kadın erkek eşitsizliğinden kurtulmanın yolunu adeta şu satırlara göstermiştir. ‘Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!’ 

Yüzyıllardır dayatılan kalıpların içinde, becerilerimizi, yaratıcılığımızı ve en önemlisi hayatlarımızı sınırlandıranlara karşı kendimiz ve tüm kadınlar için Woolf’un işaret ettiği gibi karakterimizden ve hayallerimizden taviz vermeden, ekonomik özgürlük ve kişisel alan bilinciyle hayatın tam ortasındayız.

Cinsiyetçi önyargılara, sömürülere, ölümlere, adaletsizliğe, eşitsizliğe rağmen…

Hepimiz  buradayız,
varız,
hep burada olacağız.
Tanıyın bizi
Kadınız biz.

Dünya Emekçi Kadınlar Günü Kutlu olsun