"İnsanlar yaşarken anılmalı" diyenlerdenim ve bunu yıllardır savunurum...
Aynı düşünceyi uygulayıp, yıllarca yürüten insanların kendilerinin onurlandırılmasını da gururla karşılarım; alkışlarım...
Çünkü o değer için verilmiş emek ve hak edilmiş sevgi-saygı vardır. İnsanın insana verdiği değer; işine saygı ortadadır...
Ve karşılığını da bulmalıdır...
X
Bazı insanlar vardır, yaptıkları işin sorumluluğunda kendilerini bile unuturlar...
Nereye baksanız onlara takılır gözünüz; nereye gitseniz onlarla karşılaşırsınız; aradığınız sorumlu da onlardan çıkar; yapılması gereken işin peşindekiler de onlardır... Hani ‘görev adamı’ tanımlaması vardır ya, işte o tanıya uyan kişilerdir...
Gerçi yaşadığımız şu günlerde böylesi kişiler ya da kişiliklerle karşılaşmak pek olası değildir ama ender de olsa, cımbızla çekilecek denli taradığınızda çevrenizde bulunabiliyor.
Kendisini 45 yıl önce tanıdığımda, atak kişiliğiyle bulunduğu yerin ötesine gideceği izlerini zaten bırakmıştı. Sonrasında sporun içindeki her adımda karşı karşıya gelince ‘pes doğrusu’ dediğim çok oldu. Girişimcilik, üretkenlik, çalışkanlık insanın mayasında varsa, onun önünde durulamıyor.
Sözünü ettiğimiz kişi, yaşamının yarım asırlık bölümünü sporun içinde, bunun da 35 yılını sporcu sağlığıyla ilgilenerek geçirmiş ve sonunda ‘Milli Doktor’ ünvanını almış Dr. Şaban Acarbay...
X
Acarbay, 1944 yılında Üsküp Köprülü’de doğup, 1954 yılında İzmir’e geldikten sonra, daha ortaokul yıllarında futbolun içinde buldu kendini. Namık Kemal Lisesi’ne gittiğinde, Nevzat Güzelırmak, Ali Artuner gibi isimlerden sonra takıma girdi. 4 yıl süreyle İzmir şampiyonluğu ve 1 Türkiye üçüncülüğü yaşadı. Ege Üniversitesi karmasında oyuncu - antrenör olarak görev yaptı. Yeşilova’da 5 yıl süreyle oynadı. Kısacası amatör ve profesyonel olarak 14 yıl futbolculuk yaşamı var.
EÜ Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, EÜ Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Ana Bilim Dalı Kurucusu Prof. Dr. Necati Akgün’ün yönlendirmesiyle bu alanda çalışmaya başladı Dr. Şaban Acarbay. Sporcularla sağlık açısından ilgilenmesi, onların yanında varoluşu bu tarihe denk düşüyor. Salt futbolda değil, İzmir’in sahip olduğu tüm spor sahalarında Acarbay’ı görmek olasıdır. Amatör - profesyonel ayırt etmeksizin tüm sporculara aynı anlayış içerisinde hizmet vermiştir. 1976 yılında Atatürk Spor Kompleksi içinde Sporcu Sağlık Merkezi’nin kurulmasında da Dr. Acarbay öncü olmuştur. Ve bu tarihten sonra aralıksız 32 yıl sağlık merkezinin başında kalmak ve anlamlı çalışmalara imza atmak bir erdemlilik olsa gerek.
Dr. Acarbay, bu görevini sürdürürken A, ümit ve genç milli takımlarda da doktor olarak görev yaptı. Milli takımlarımızın geçmişine bir baktığımızda hemen tüm teknik adamlarla çalıştığını görüyoruz; Sabri Kiraz, Coşkun Özarı, Mustafa Denizli, Fatih Terim, Candan Tarhan, Teoman Yamanlar, Nevzat Güzelırmak, Adnan Dinçer, Serpil Hamdi Tüzün, Doğan Emültay, Rasim Kara, Erkan Kural, Tınaz Tırpan bunlardan bazıları...TFF Sağlık Kurulu Üyeliği, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Sağlık Yüksek Kurulu Üyeliği, Türkiye Doping Kontrol Merkezi’nin açılışında aktif görev, merkezin Ege Bölge Sorumluluğu, Türkiye’de ilk kez Sporda Yardım ve Masör - Masöz Kurslarını düzenlemiş olmak, Acarbay’ın yazımızın başında vurgulamaya çalıştığımız etkin çalışmalarının bir göstergesi.
İnsan sporun içinde olur da, kulüplerde başkan, antrenör, kulüp doktorluğu yapmadan geri durabilir mi? Dr. Acarbay bu görevlerin tümünü yerine getiren bir isim. Ayrıca, rahmetli Metin Oktay ile birlikte kurucusu olduğu Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği İzmir Şubesi’nin en uzun süreli başkanlığını yapmış kişi...
X
Daha ne yapsın "Milli Doktor" Şaban Acarbay?
Yıllardır omuzladığı onlarca görevin ardından İzmir Büyükşehir ve Bornova Belediye Meclisleri'nde görev alarak amatör sporun, kulüplerin destekçisi olmayı sürdürdü. Alnının akıyla da tümünden başarıyla çıktı...
Spora adanmış bir ömrün bir ödülü olmalıydı...
Bornova Belediyesi "İnsanlar yaşarken anılmalı" diyerek, Acarbay'ın adını Çamdibi Kapalı Yüzme Havuzu'na verdi...
Bu hak edimiş bir "yaşam" ödülüdür...
Dr. Acarbay, İzmir'de sporun, sporcunun, kulüplerin dostu ir kişilik olarak her zaman anılacak...
Ne mutlu...